ÖNSÖZ
Rüyaları ve masalları “bilinçdışına baskılanmış isteklerin maskelenmiş gerçekleşimi” (Freud, 2015: 62) olarak gören psikanaliz kuramından beslenen ve insan psişe’sinin kişisel ve kolektif yönüne odaklanan derinlik psikolojisi açısından bakıldığında masallar, bilinçdışının kolektif kısmından bilinç yüzeyine çıkan ve bundan kaynaklı olarak kolektif tecrübelerin izdüşümü olan arkaik miraslardır ve bu mirasların bilinç yüzeyindeki ve masallardaki tezahürleri değişkenlik gösterse de muhteva ettikleri gizil anlam sabittir. Nitekim arketipler, rüyalar ve masallar arasındaki ilişki, insanlığın temel varoluş ve gelişim sorunlarını sembolik bir dil ile anlatmalarından kaynaklıdır (Kast, 1991: 9). Kolektif bilinçdışının iç görüntülerini sunan temel arketipler arasında self bilincin merkezinde olan ve bilinçdışını çevreleyen kendilik’i, persona “bireyin dış dünyaya karşı genel ruhsal davranış biçimi[ni]” (Jung, 2006: 39), gölge bastırılan alt kişiliği, anima erkeğin bilinçdışının bütünleyici dişil ögesini, animus kadının erkeksi kökenini, hilebaz hayvansal itkilerinden ayrışamamış bilinci, yaşlı bilge “doğanın ruhu, kahraman gibi ortaya çık[an]” (Jung, 2009: 196) öz dönüşümün tetikleyicisi olan yin’i, büyükanne “iyi olan, bakıp büyüten, taşıyan, büyüme, bereket ve besin sağlayan” ve aynı zamanda “yutan, baştan çıkaran ve zehirleyen, korku uyandıran ve kaçınılmaz olan” (Jung, 2006: 22) yang’ı temsil etmektedir.
Masallardaki bu arketipik unsurlar psikoloji, dilbilim, halkbilim ve edebiyat bilimi gibi bilimsel pek çok araştırmanın konusu olmuştur. Edebiyat alanında gerçekleştirilen arketipsel masal çözümlemelerine bakıldığında ise bu çalışmaların ulusal filolojilerle sınırlı olduğu veya arketipsel incelemelerin dişillik özelinde yürütülmediği dikkat çekmektedir. Türk edebiyatını dünya edebiyatı (Alman, Fransız, İtalyan ve Arap edebiyatları) ile dişillik imgeleri ekseninde bir araya getirerek karşılaştıran bu çalışmanın amacı ise Türk, Alman, Fransız, İtalyan ve Arap masallarındaki dişillik imgelerini Jungçu bir perspektiften arketipsel eleştiri yöntemi ile çözümlemektedir. Türk edebiyatından Keloğlan masallarını, Alman edebiyatından Grimm Kardeşlerin, Fransız edebiyatından Perrault’un, İtalyan edebiyatından Calvino’nun masalları ve Arap edebiyatından Ebu Abdullah Muhammed el-Gahşigar’ın Binbir Gece Masalları ile karşılaştıran bu çalışma ile masallar alemindeki dişil imgelerin kolektif bilinçdışındaki ilk tiplerine ulaşılacaktır ve bu dişil imgelerin insan psişe’sinin hangi yapıtaşları olduğu ve bu yapıtaşların Türk, Alman, Fransız, İtalyan ve Arap edebiyatlarının kurmaca masal aleminde nasıl karşılık bulduğu tespit edilecektir.
ÖNSÖZ
Rüyaları ve masalları “bilinçdışına baskılanmış isteklerin maskelenmiş gerçekleşimi” (Freud, 2015: 62) olarak gören psikanaliz kuramından beslenen ve insan psişe’sinin kişisel ve kolektif yönüne odaklanan derinlik psikolojisi açısından bakıldığında masallar, bilinçdışının kolektif kısmından bilinç yüzeyine çıkan ve bundan kaynaklı olarak kolektif tecrübelerin izdüşümü olan arkaik miraslardır ve bu mirasların bilinç yüzeyindeki ve masallardaki tezahürleri değişkenlik gösterse de muhteva ettikleri gizil anlam sabittir. Nitekim arketipler, rüyalar ve masallar arasındaki ilişki, insanlığın temel varoluş ve gelişim sorunlarını sembolik bir dil ile anlatmalarından kaynaklıdır (Kast, 1991: 9). Kolektif bilinçdışının iç görüntülerini sunan temel arketipler arasında self bilincin merkezinde olan ve bilinçdışını çevreleyen kendilik’i, persona “bireyin dış dünyaya karşı genel ruhsal davranış biçimi[ni]” (Jung, 2006: 39), gölge bastırılan alt kişiliği, anima erkeğin bilinçdışının bütünleyici dişil ögesini, animus kadının erkeksi kökenini, hilebaz hayvansal itkilerinden ayrışamamış bilinci, yaşlı bilge “doğanın ruhu, kahraman gibi ortaya çık[an]” (Jung, 2009: 196) öz dönüşümün tetikleyicisi olan yin’i, büyükanne “iyi olan, bakıp büyüten, taşıyan, büyüme, bereket ve besin sağlayan” ve aynı zamanda “yutan, baştan çıkaran ve zehirleyen, korku uyandıran ve kaçınılmaz olan” (Jung, 2006: 22) yang’ı temsil etmektedir.
Masallardaki bu arketipik unsurlar psikoloji, dilbilim, halkbilim ve edebiyat bilimi gibi bilimsel pek çok araştırmanın konusu olmuştur. Edebiyat alanında gerçekleştirilen arketipsel masal çözümlemelerine bakıldığında ise bu çalışmaların ulusal filolojilerle sınırlı olduğu veya arketipsel incelemelerin dişillik özelinde yürütülmediği dikkat çekmektedir. Türk edebiyatını dünya edebiyatı (Alman, Fransız, İtalyan ve Arap edebiyatları) ile dişillik imgeleri ekseninde bir araya getirerek karşılaştıran bu çalışmanın amacı ise Türk, Alman, Fransız, İtalyan ve Arap masallarındaki dişillik imgelerini Jungçu bir perspektiften arketipsel eleştiri yöntemi ile çözümlemektedir. Türk edebiyatından Keloğlan masallarını, Alman edebiyatından Grimm Kardeşlerin, Fransız edebiyatından Perrault’un, İtalyan edebiyatından Calvino’nun masalları ve Arap edebiyatından Ebu Abdullah Muhammed el-Gahşigar’ın Binbir Gece Masalları ile karşılaştıran bu çalışma ile masallar alemindeki dişil imgelerin kolektif bilinçdışındaki ilk tiplerine ulaşılacaktır ve bu dişil imgelerin insan psişe’sinin hangi yapıtaşları olduğu ve bu yapıtaşların Türk, Alman, Fransız, İtalyan ve Arap edebiyatlarının kurmaca masal aleminde nasıl karşılık bulduğu tespit edilecektir.