Bu kitap, pandemi ile mücadele sürecinde görev alan sağlık çalışanlarının karşılaştıkları etik ikilem ve uyuşmazlıkları tespit etmeyi hedefleyen araştırma projesi verilerine dayanılarak hazırlanmıştır. Bu araştırma kapsamında, ilk aşamada, 23 Ağustos-10 Eylül 2020 tarihleri arasında İstanbul genelinde bulunan, COVID-19 hastalarına en yoğun şekilde hizmet veren servis ve polikliniklere sahip hastanelerde çalışan 130 sağlık çalışanı arasında anket çalışması yapılarak, sahada yaşanan etik ikilem, uyuşmazlık ya da çatışmaların varlığı ortaya koyulmuştur. İkinci aşamada ise, Kasım 2020 tarihinde, 25 sağlık çalışanıyla derinlemesine görüşmeler yapılarak, deneyimledikleri etik ikilem ve etik uyuşmazlıklardan ne yönde etkilendikleri ve nasıl baş ettikleri araştırılıp, analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen verilerin analizine dayalı olarak, sahada yaşanan etik sorunlar ve bunlara bağlı bilgi ihtiyacı kendi içinde kategorize edilmiş, sağlık çalışanlarının gözünden sorulmuş sorulara çevrilerek, konulara özel tıp ve tıp etiği uzmanlarına iletilmiştir. Ardından, yazarların kaleme aldığı metinler, üç aşamalı editörlük sürecinden geçerek değerlendirilmiştir. Sahadan alınan aktif verilerin ilgili uzmanlara iletilmesi ve düzenlenen çalıştayla tartışmaya açılması, alan araştırmasına dayalı bir etik araçlar pusulası hazırlanmasına zemin oluşturmuştur. Sağlık çalışanlarının deneyimlerine dayalı olarak etik bakımdan sorunlu bulunan her bir konu başlığı, yerele özgü problemleri ortaya çıkarmakla beraber, genel olarak da pandeminin başından itibaren Dünya literatüründe sıkça tartışılan soruları içinde barındırmaktadır. Her bir etik sorun üzerinde, bu sorunun çözümünü içerecek, görüşler arası mutabakat sağlamak ve sınırları çizilmiş bir ahlaki karar algoritması yaratmak hem uzun erimli bir iş hem de konuyla ilgili meslek örgütlerinin ve kurumların uzmanlık alanıdır. Bu çalışmanın ana hedefi, hala devam etmekte olan pandemi deneyimine ışık tutmak ve gelecekte yaşanabilecek yeni pandemilere yönelik tıp etiği alanında yöntem önerileri oluşturarak olası algoritmalara veri sağlamaktır. Daha da önemlisi geleceğe, tüm dünyayı sarsan toplumsal bir olayın etkilerini yakıcı bir şekilde hisseden sağlık çalışanlarının deneyimlerinin aktarıldığı ve tartışıldığı bir belge bırakmaktır. Etik sorgulamalarla örülmüş deneyimin hafızasını saklamış olmak, pandemi sonrası dönemde, geleceğin etik tartışmalarını şekillendirecek bir değer taşımaktadır. Sağlık politikalarının yapısal sorunları ve pandemiye özel uygulamalar bağlamında etik tartışmalar, politikadan ayrı düşünülmemesi gereken bir yaşam deneyimi içeriği sunar. Etik değerlerin inşası ve olası çatışmaların hesaba katılmadığı bir eylem planı, “yeni” olanın beraberinde getirdiği değişimi anlamayı eksik bırakacaktır. Bu çalışma, pandemi sonrası dönemde yerinden edilen etik değerlerin sorgulanması ve yerine yenilerinin inşası sürecinde, etik-politik amalgama bir katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Bu sayede, fiziksel ve zihinsel olarak en fazla zorlanan taraf olan sağlık çalışanlarının dayanıklılığının arttırılmasına katkıda bulunulacaktır. Araştırmamız gösteriyor ki, sağlık çalışanlarının dayanıklılığının yükseltilmesi, öncelikle sağlık sisteminin ve toplumun dayanıklılığının yükseltilmesiyle mümkündür. Etik tartışmalar, daha toplumsal bir sağlık anlayışının geliştirilmesinde en önemli aktörlerden biridir. Bu niyetlerle ortaya koyulmuş bu çalışmaya destek veren, araştırmaya katılan tüm sağlık çalışanları başta olmak üzere, danışmanlarımız, tüm yazar kadrosu ve projenin gerçekleştirilmesinde katkıları olan Türk Tabipleri Birliği ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyelerine teşekkür ederiz. Bu projenin gerçekleştirilmesini, destekleriyle mümkün kılan TÜBİTAK ve kurum içi ilgili proje danışmanlarına teşekkür ederiz. Ayrıca sundukları destekle, projenin bir çıktısı olarak hazırlanan bu kitabın yayınlanması ve pandemiyle mücadeleye emek veren sağlık çalışanlarına ulaştırılmasını mümkün kılan Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı'na ve yöneticilerine teşekkür ederiz. Bu çalışmayı, proje fikrinin ortaya çıkmasına vesile olan, sevgili kardeşim yoğun bakım hemşiresi Bircan Uslu Öztop ve pandemi ile mücadele sürecinde, uzun süreler ailelerinden uzak kalan, yaşadıkları bulaş stresine ve olumsuz fiziksel koşullara rağmen bir yıldan fazla süredir görevinden ayrılmayan, ayrılamayan ve bu süreçte üzülerek haberlerini aldığımız hayatını haybeden tüm sağlık çalışanlarına adıyorum.
Bu kitap, pandemi ile mücadele sürecinde görev alan sağlık çalışanlarının karşılaştıkları etik ikilem ve uyuşmazlıkları tespit etmeyi hedefleyen araştırma projesi verilerine dayanılarak hazırlanmıştır. Bu araştırma kapsamında, ilk aşamada, 23 Ağustos-10 Eylül 2020 tarihleri arasında İstanbul genelinde bulunan, COVID-19 hastalarına en yoğun şekilde hizmet veren servis ve polikliniklere sahip hastanelerde çalışan 130 sağlık çalışanı arasında anket çalışması yapılarak, sahada yaşanan etik ikilem, uyuşmazlık ya da çatışmaların varlığı ortaya koyulmuştur. İkinci aşamada ise, Kasım 2020 tarihinde, 25 sağlık çalışanıyla derinlemesine görüşmeler yapılarak, deneyimledikleri etik ikilem ve etik uyuşmazlıklardan ne yönde etkilendikleri ve nasıl baş ettikleri araştırılıp, analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen verilerin analizine dayalı olarak, sahada yaşanan etik sorunlar ve bunlara bağlı bilgi ihtiyacı kendi içinde kategorize edilmiş, sağlık çalışanlarının gözünden sorulmuş sorulara çevrilerek, konulara özel tıp ve tıp etiği uzmanlarına iletilmiştir. Ardından, yazarların kaleme aldığı metinler, üç aşamalı editörlük sürecinden geçerek değerlendirilmiştir. Sahadan alınan aktif verilerin ilgili uzmanlara iletilmesi ve düzenlenen çalıştayla tartışmaya açılması, alan araştırmasına dayalı bir etik araçlar pusulası hazırlanmasına zemin oluşturmuştur. Sağlık çalışanlarının deneyimlerine dayalı olarak etik bakımdan sorunlu bulunan her bir konu başlığı, yerele özgü problemleri ortaya çıkarmakla beraber, genel olarak da pandeminin başından itibaren Dünya literatüründe sıkça tartışılan soruları içinde barındırmaktadır. Her bir etik sorun üzerinde, bu sorunun çözümünü içerecek, görüşler arası mutabakat sağlamak ve sınırları çizilmiş bir ahlaki karar algoritması yaratmak hem uzun erimli bir iş hem de konuyla ilgili meslek örgütlerinin ve kurumların uzmanlık alanıdır. Bu çalışmanın ana hedefi, hala devam etmekte olan pandemi deneyimine ışık tutmak ve gelecekte yaşanabilecek yeni pandemilere yönelik tıp etiği alanında yöntem önerileri oluşturarak olası algoritmalara veri sağlamaktır. Daha da önemlisi geleceğe, tüm dünyayı sarsan toplumsal bir olayın etkilerini yakıcı bir şekilde hisseden sağlık çalışanlarının deneyimlerinin aktarıldığı ve tartışıldığı bir belge bırakmaktır. Etik sorgulamalarla örülmüş deneyimin hafızasını saklamış olmak, pandemi sonrası dönemde, geleceğin etik tartışmalarını şekillendirecek bir değer taşımaktadır. Sağlık politikalarının yapısal sorunları ve pandemiye özel uygulamalar bağlamında etik tartışmalar, politikadan ayrı düşünülmemesi gereken bir yaşam deneyimi içeriği sunar. Etik değerlerin inşası ve olası çatışmaların hesaba katılmadığı bir eylem planı, “yeni” olanın beraberinde getirdiği değişimi anlamayı eksik bırakacaktır. Bu çalışma, pandemi sonrası dönemde yerinden edilen etik değerlerin sorgulanması ve yerine yenilerinin inşası sürecinde, etik-politik amalgama bir katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Bu sayede, fiziksel ve zihinsel olarak en fazla zorlanan taraf olan sağlık çalışanlarının dayanıklılığının arttırılmasına katkıda bulunulacaktır. Araştırmamız gösteriyor ki, sağlık çalışanlarının dayanıklılığının yükseltilmesi, öncelikle sağlık sisteminin ve toplumun dayanıklılığının yükseltilmesiyle mümkündür. Etik tartışmalar, daha toplumsal bir sağlık anlayışının geliştirilmesinde en önemli aktörlerden biridir. Bu niyetlerle ortaya koyulmuş bu çalışmaya destek veren, araştırmaya katılan tüm sağlık çalışanları başta olmak üzere, danışmanlarımız, tüm yazar kadrosu ve projenin gerçekleştirilmesinde katkıları olan Türk Tabipleri Birliği ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyelerine teşekkür ederiz. Bu projenin gerçekleştirilmesini, destekleriyle mümkün kılan TÜBİTAK ve kurum içi ilgili proje danışmanlarına teşekkür ederiz. Ayrıca sundukları destekle, projenin bir çıktısı olarak hazırlanan bu kitabın yayınlanması ve pandemiyle mücadeleye emek veren sağlık çalışanlarına ulaştırılmasını mümkün kılan Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı'na ve yöneticilerine teşekkür ederiz. Bu çalışmayı, proje fikrinin ortaya çıkmasına vesile olan, sevgili kardeşim yoğun bakım hemşiresi Bircan Uslu Öztop ve pandemi ile mücadele sürecinde, uzun süreler ailelerinden uzak kalan, yaşadıkları bulaş stresine ve olumsuz fiziksel koşullara rağmen bir yıldan fazla süredir görevinden ayrılmayan, ayrılamayan ve bu süreçte üzülerek haberlerini aldığımız hayatını haybeden tüm sağlık çalışanlarına adıyorum.